25 Haziran 2012 Pazartesi

Allah'ım bu ne büyük bir lütuf, ANNE OLUYORUM!

Can dostum nikkentobi çocuk konusunu konuştuğumuzda hep "o geleceği en uygun anı biliyor ve çıkıp geliyor, sen rahat ol" derdi. Ben gayet rahattım o yüzden. Evlenmeden, hatta daha sevgilimle karşılaşmadan önce evlenen arkadaşlarıma bakıp imrenmedim de, çocuğu olan arkadaşlarıma imrenir, çocuğumun olmasını çok isterdim. (Bu arada doğumdan da en az bu istek kadar korkuyorum tabi orası ayrı) 


2012 yılının 21 Haziran Perşembe gününden belliydi farklı bir şeyler olduğu. Yok, bedenimde değil de, hayatımızda bir şeyler farklılaştı. Evinde mutluluk ve huzuru bulmuş ev kedileri olan biz, hiç beklenmeyen hoş sürprizlerle dışarlarda pek faaldik. 


Tarihi itibariyle perşembe günü yılın en uzun günüydü. Ofiste çook ama çok sıkıldım. Resmen o günden 3 gün çıkardı yani o kadar uzun olur bir gün. Neyse sonra sevgilim aradı, akşam bir ilaç firmasının yemeği varmış kebapçıda, toplantı olacak,  kebap yer konsere geçeriz dedi. Bu arada konser Şevval Sam'ın konseri.  Konseri biliyordum da bu da ekstra bir sürpriz diye düşündüm. Toplantıya gittiğimizde çok güzel bir yemek organizasyonuyla karşılaştık. Canlı müzik eşliğinde yemek keyfi çok güzeldi. Hatta o kadar beklenmedik ve o kadar özeldi ki sevgilime "biz herhalde birşeyleri kutluyoruz burada" dedim. Yanılmamışım :) Oradan da konsere yetiştik yetişebildiğimiz kadar.. 


22 Haziran Cuma günü sabah saat 07:00 de gözlerimi açtım hala beklediğim sancılarım gelmemişti. Yataktan fırlayıp test yaptım ve sonuca inanamadım.. Çift çizgi çıktı ve gayet de netti. Sevgilimi uyandırmaya çalıştığımda her zamanki rutin bir şeyi yapıyormuş gibi tek gözünü açıp teste şöyle bir baktı ve o an iki gözü de fal taşı gibi açıldı. İlk lafı "aşkııııım sen hamilesiiiin" diye haykırmak oldu.

Sevgilimin pozitif teste bakışı :)


Evet artık emindik, çok heyecanlı ve de mutluyduk. Korku, endişe, 'ne olcak şimdi' gibi sorular aklımdan geçse de, içimdeki mutluluk tüm bu gri duyguların üstünü kapladı gitti. Çok mutluyum hem de çok.. Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun..  

21 Haziran 2012 Perşembe

Tatilim Geldi, Olympos'um Geldiii!




Ofiste patron "herkes tatile çıkacağı zamanı söylesin" diyene kadar, denizi ve güneşi bu kadar özlediğimi hissetmemiştim. Benim için tatil demek Olympos demektir. Burnumda tüttü bugün. Geçen sene ve ondan önceki senelerde çektiğim fotoğraflara bakıp bakıp iç geçirdim.




Benim sadece bir kere,
sevgilimin ise her zaman tek seferde daldığı soğuk ve tatlı su kaynağı
 (brrrrr çok soğuukk!)


Denize giderken, sağında solunda taş kalıntıların bulunduğu ağaçlı yol beni antik çağa götürüyor her seferinde. Sahile vardığımda demirlemiş bir korsan gemisiyle karşılaşacağım sanki.. 




Sahile vardığımızda mavi deniz cam gibi berrak ve sıcak karşılar bizi.. 
Yanımda sevgilim, sırtımızı Olympos Dağı'na yaslayıp, 
kendimizi bu derin maviliğe bıraktık mı, artık o ve benden başka 
ne dert vardır aklımızda, ne iş, ne de stres.. 
Sadece aşk!



Bu da artık Olympos'taki evimiz olan Lemon Pansiyon.. 
Limon ve portakal ağaçlarının içinde konforlu şirin bungalowları var.  
Pansiyonun sahipleri Ahmet abi ve ailesi yazları yolumuzu gözleyen Olympos'taki akrabalarımız oldular..


Her şey bu güzel ve şirin pansiyonda başladı, 
ömrümüz oldukça daha da güzel sürprizlerle mutlu anılarımızı yine burada biriktirmeye devam edeceğiz..  

NOT: Son olarak ne zaman oraları düşünsem, aklıma Nazan Öncel'in Gül Pansiyon şarkısı gelir..

19 Haziran 2012 Salı

Evet evet, bugünün tarihini bir kenara not edin, tam da bugün başlıyor hikayemiz!